HAKAN KAHRAMAN

BASINDA

“Ya marka olacağız ya tezgâhı kapatacağız”

HERO Marka ve İletişim Hizmetleri’nin yeni ofisinin açılışında konuşan Ajans Başkanı Hakan Kahraman:


“Ya marka olacağız ya tezgâhı kapatacağız”


HERO Marka ve İletişim Hizmetleri 3 Kasım tarihinden itibaren yeni ofisinde hizmet vermeye başladı. Ofisin açılış töreninde konuşan Ajans Başkanı Hakan Kahraman, global ekonomide yeni dönemin markalar dönemi olacağını söyledi.


Başta Çin olmak üzere hızla gelişmekte olan bazı ekonomilerin dünya piyasalarının yanı sıra Türkiye piyasasını da olumsuz yönde etkilemeye başladığına dikkat çeken Hakan Kahraman, “Türkiye’deki müteşebbisler Çin’in ekonomik istilasından kendilerini korumak istiyorlarsa bunu ancak marka olarak yapabilirler. Çünkü bu tür tehditlerden kurtulmanın tek yolu tüketicilerle duygusal bir bağ oluşturabilmektir.” dedi.


Ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet üstünlüğünün markalaşmayı başarabilen firmalar lehine değiştiğine işaret eden Kahraman, Türkiye’de başta ve acil olarak tekstil firmalarının kurumsal yapılanmalarının “marka” merkezli olması gerektiğinin altını çizdi.


Marka olabilmek için uluslararası kabul görmüş kriterlerin neler olduğunu da sıralayan Kahraman, bunu yapmak isteyen işletmelerin öncelikle tüketici davranışlarını doğru okuyarak buna uygun stratejik iletişim yapmaları gerektiğini söyledi. Türkiye’deki şirketlerin ve iş adamlarının önemli bir bölümünün markalaşmak deyince marka tescili ve reklâm yapmayı anladığını ama marka olabilmek için bunların yeterli olmadığını belirten Kahraman konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Marka tescili ve reklâm markalaşma sürecinde hayati öneme sahip olmakla birlikte, marka çok daha kapsamlı bir stratejik iletişim süreci ile oluşturulabilir. Bunun içerisinde sağlıklı bir kurumsal kimlik, hedef kitleye uygun reklâm kimliği, istikrarlı ve planlı bir iletişim politikası, sağlıklı PR çalışmaları ve sosyal sorumluluk kampanyaları bulunmaktadır. Tabi marka oluşturmak kadar oluşturulan bir markayı korumak da büyük emek isteyen bir iştir.”

“Reklâma harcanan paraların yüzde 80’i boşa gidiyor”

Kurumsallaşmalarını başaramayan firmaların markalaşma süreçlerinin de problemli olduğuna dikkat çeken Kahraman, “Ama maalesef ülkemizde hemen her konuda olduğu gibi reklâmcılık sektörü de henüz olması gereken noktanın çok gerisinde seyrediyor. Son zamanlarda göze çarpan kalite artışına karşın reklâmcılardan ve reklâm verenlerden kaynaklanan kimi sebeplerle ülkemizde marka olmak için harcanan paraların neredeyse yüzde 80’i boşa gidiyor” dedi.


Markaların ürün kalitesi ve hedeflenen kitlenin durumuna göre pazarlarda doğru konumlandırılmasının kaçınılmaz olduğuna işaret eden Kahraman, “Eğer bir firma bütün çabalarına ve harcadığı büyük paralara rağmen marka olma konusunda ciddi problemler yaşıyorsa bunun tek sebebi markaya yanlış yerden yaklaşıyor olmasıdır. Ya marka konumlandırmasını yanlış yere yapmıştır ya da bu işi bilmeyen reklâmcıların elinde oyuncak olmuştur” şeklinde konuştu.

“Hala uluslararası piyasalarda ciddi bir markamız yok”

Bugün artık marka ve reklâm çalışmalarının pazarlama stratejileri ile iç-içe geçtiğini ve Türkiye’de de marka bilincinin her geçen gün biraz daha arttığını ve özellikle tüketici kitlesinin tüketim tercihlerinde markalı ürünlere yoğunlaşmaya başladığını belirten Kahraman, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bugün buna ‘bütünleşik pazarlama iletişimi” adı veriliyor. Eğer bir işletme ciddi anlamda marka olmak istiyorsa, kesinlikle bütünleşik pazarlama iletişimi yapmak zorundadır. Bu da ancak bu işi bilen insanlarca yapılabilir. Eğer bir firma kendi içinde bu işleri yapamıyorsa o zaman deneme-yanılma yoluyla boşa para harcamak yerine bu işi bilen profesyonel firmalardan dışarıdan destek profesyonel destek alma yoluna gitmek zorundadır. Türkiye maalesef bu konuda çok geri kalmıştır. Pek çok konuda şartlarımız elverişli olmasına rağmen modern düşünemediğimiz için hala uluslararası piyasalarda ciddi markalarımız yok. Bunu tersine çevirmek için reklâmcılarla, işletme sahipleri uygun bir platformda verimli ve sağlıklı iş birlikleri yapmak zorundadır. Dünya ekonomisinin gidiş trendine göre, yakın bir gelecekte marka olmayan / olamayan ürün ve firmaların bırakın uluslararası rekabeti ulusal rekabette bile artık şansları yoktur.”

EN DERİNDEN

HAKAN KAHRAMAN

SON DAKİKA

HAKAN KAHRAMAN